×
Erdoğan ile Ekmeleddin benzerleri arasında tercih yapmak zorunda değiliz
Süleyman Ç.
tarafından hazırlanan bu dilekçe
Laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nden yana olanlar
dikkatine sunuluyor
CUMHURİYET SAHİPSİZ Mİ? ERDOĞAN İLE
EKMELEDDİN BENZERLERİ ARASINDA TERCİH YAPMAK ZORUNDA MIYIZ?
Yıllardır Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli olan Devrim yasaları ve hatta Anayasası, adeta “yok hükmünde” sayılmaktadır. Anayasal suç işleyen iktidara karşı TBMM’de bulunan partilerin hiçbiri, hiçbir girişimde bulunmadığı gibi, Anayasamıza aykırı bazı yasaları destekleyerek tümü suça ortak olmaktadır. Önümüzdeki seçimde, önümüze aday çıkaracak Cumhuriyet ve Millet ittifakları “laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti” sözünü ağzına almıyor. Millet İttifakı “demokrasi” sözü ediyor ama, bizler laiklik olmadan demokrasi olmayacağını biliyoruz. Bunlar ise laikliği ağızlarına almadıklarına göre, istedikleri demokrasi, partilerinin içinde uyguladıkları demokrasiye benzeyecek demektir!.. Öyle görülüyor ki önümüzdeki seçimde gene, “Erdoğan ile Ekmeleddin benzeri” arasında tercih yapmak zorunda kalacağız!.. Buna mecbur muyuz!.. Laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nden yana olan bizler, her türlü engellemelere karşın, 10 Kasım’lar ve ulusal bayramlarda, gece yarılarına kadar Anıtkabir’e akın eden milyonlarız!.. En son 9 Eylül kutlamasında, sadece İzmirliler, Gündoğdu Meydanına değil, meydana açılan tüm cadde ve sokaklara sığmadılar… Laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı olanlar ise en büyük gövde gösterilerini Ayasofya’nın açılışında yaptılar. Holdingleşmiş tarikat- cemaat ve AKP’li belediyeler tarafından tutulan otobüslerle, Türkiye’nin her yanından, her türlü ihtiyaçları karşılanarak, “İstanbul turu” vaadiyle toplanabilenler, Gündoğdu Meydanını bile dolduramayacak kadardı. Bizler gücümüzün ayırdında değiliz. Cumhuriyet karşıtları ise bunu bildikleri için, İzmir’deki coşkulu ve bilinçli milyonlardan korktular ve Osmanlı tartışması açarak olayı saptırmaya çalışıyorlar… Durum böyle iken bizler, “tarikat- cemaat onaylı” iki aday arasında tercih yaparak Cumhuriyetimizin yıkılışına onay mı vereceğiz?.. Cumhuriyet karşıtları devleti, medyayı, ekonomiyi ele geçirmişler; örgütlüler ve sesleri çok çıkıyor… Bizler ise örgütsüz, sessiz çoğunluğuz… Artık ses verme zamanı, yoksa sesimizi kökten kesecek, Cumhuriyetimizi yıkacak ve ülkemizi Ortaçağ karanlığına sokacaklar… Eğer böyle olmasını istemiyorsak aşağıdaki bildiriyi imzalayarak kendi adayımız kendimiz yaratalım… “ Aşağıda imzası olan bizler, laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nden yanayız. Tarikat ve cemaatlerin devlete ve toplumsal yaşama egemen olarak, ülkeyi bilimsel düşüncenin ve özgürlüklerin yok olduğu, kadınların insan sayılmadığı, dinsel Ortaçağ karanlığına götürmesine izin vermeyeceğiz. Bu nedenle, ‘LAİK DEMOKRATİK CUMHURİYETTEN YANAYIZ. EĞİTİM BİRLİĞİ YASASINI UYGULAYACAĞIZ; TARİKAT VE CEMAATLERİN MEDRESELERİNİ, MEKTEPLERİNİ, YURTLARINI KAPATACAĞIZ’ diyen ittifakın çıkaracağı adaya oy vereceğiz.”
Yıllardır Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli olan Devrim yasaları ve hatta Anayasası, adeta “yok hükmünde” sayılmaktadır. Anayasal suç işleyen iktidara karşı TBMM’de bulunan partilerin hiçbiri, hiçbir girişimde bulunmadığı gibi, Anayasamıza aykırı bazı yasaları destekleyerek tümü suça ortak olmaktadır. Önümüzdeki seçimde, önümüze aday çıkaracak Cumhuriyet ve Millet ittifakları “laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti” sözünü ağzına almıyor. Millet İttifakı “demokrasi” sözü ediyor ama, bizler laiklik olmadan demokrasi olmayacağını biliyoruz. Bunlar ise laikliği ağızlarına almadıklarına göre, istedikleri demokrasi, partilerinin içinde uyguladıkları demokrasiye benzeyecek demektir!.. Öyle görülüyor ki önümüzdeki seçimde gene, “Erdoğan ile Ekmeleddin benzeri” arasında tercih yapmak zorunda kalacağız!.. Buna mecbur muyuz!.. Laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nden yana olan bizler, her türlü engellemelere karşın, 10 Kasım’lar ve ulusal bayramlarda, gece yarılarına kadar Anıtkabir’e akın eden milyonlarız!.. En son 9 Eylül kutlamasında, sadece İzmirliler, Gündoğdu Meydanına değil, meydana açılan tüm cadde ve sokaklara sığmadılar… Laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı olanlar ise en büyük gövde gösterilerini Ayasofya’nın açılışında yaptılar. Holdingleşmiş tarikat- cemaat ve AKP’li belediyeler tarafından tutulan otobüslerle, Türkiye’nin her yanından, her türlü ihtiyaçları karşılanarak, “İstanbul turu” vaadiyle toplanabilenler, Gündoğdu Meydanını bile dolduramayacak kadardı. Bizler gücümüzün ayırdında değiliz. Cumhuriyet karşıtları ise bunu bildikleri için, İzmir’deki coşkulu ve bilinçli milyonlardan korktular ve Osmanlı tartışması açarak olayı saptırmaya çalışıyorlar… Durum böyle iken bizler, “tarikat- cemaat onaylı” iki aday arasında tercih yaparak Cumhuriyetimizin yıkılışına onay mı vereceğiz?.. Cumhuriyet karşıtları devleti, medyayı, ekonomiyi ele geçirmişler; örgütlüler ve sesleri çok çıkıyor… Bizler ise örgütsüz, sessiz çoğunluğuz… Artık ses verme zamanı, yoksa sesimizi kökten kesecek, Cumhuriyetimizi yıkacak ve ülkemizi Ortaçağ karanlığına sokacaklar… Eğer böyle olmasını istemiyorsak aşağıdaki bildiriyi imzalayarak kendi adayımız kendimiz yaratalım… “ Aşağıda imzası olan bizler, laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nden yanayız. Tarikat ve cemaatlerin devlete ve toplumsal yaşama egemen olarak, ülkeyi bilimsel düşüncenin ve özgürlüklerin yok olduğu, kadınların insan sayılmadığı, dinsel Ortaçağ karanlığına götürmesine izin vermeyeceğiz. Bu nedenle, ‘LAİK DEMOKRATİK CUMHURİYETTEN YANAYIZ. EĞİTİM BİRLİĞİ YASASINI UYGULAYACAĞIZ; TARİKAT VE CEMAATLERİN MEDRESELERİNİ, MEKTEPLERİNİ, YURTLARINI KAPATACAĞIZ’ diyen ittifakın çıkaracağı adaya oy vereceğiz.”
Yüklendi
(Güncelleme )